Yeni nesil –ve
ıslak- off-road yarışı: İSOFF Challenge
Ayşin Uysal
Cuma günü İstanbul’u sel aldığında İSOFF’a telefonlar
yağmaya başladı: “Pazar günü yarış iptal değil mi?”
İSOFF biraz şaşkın cevap verdi: “Yooo. Niye ki?”
Normal tabii. Bizim yarışçılar ve görevliler ve de
seyirciler alışık, off-road yarışı varsa yağmur yağıyor. (Hatta İSOFF yeni
yönetimi, kurak yerlerde yarış düzenleyerek kamu hizmeti verme fikrine sıcak
bakıyor.) Yine de, 20 Mayıs Pazar günü İSOFF Challenge birinci ayağı için
seyirci parkuruna gelip aracımızı park edebilecek bir karış boş arazi parçası
bulamayınca yağmura katkı olarak gözlerim de yaşardı. Ben bu yarışı da
seviyorum, seyircisini de. Kimse ıslanır da eririm ya da beni seller alır
götürür diye korkmamış. Yarış izlemeye gelmiş.
Bilmeyenler için hemen hatırlatayım. İSOFF Challenge,
İSOFF’un 2011 yılında icat ettiği melez bir yarış. Parkur, yarışçılar ve
araçlar off-road kökenli, ama kurallar ve genel tarzda Formula esintisi var.
Kaygan balçık zemin üzerinde, dimdik rampalarda, su kanallarında birbiri
üzerine atlayıp, birbirlerini iterek öne çıkmaya çalışan, havalarda uçarken
rakibini geçen 4x4 araçlar mı görmek istiyorsunuz? Tam yerine düştünüz. Bu
yarışta tüm ekipler aynı anda start alıyorlar. Sıralama turlarında yaptıkları
zamana göre kalkış yerlerini belirliyorlar ve kırmızı ışıklar yeşile döndüğü an
rengarenk, baş döndürücü bir mücadele yaşanmaya başlıyor. Yarış sırasında
pilot/copilot değiştirmek ve servis almak için Pit’e girmek serbest, tabii
zaman kaybetmeyi göze alırsanız. Ama genelde ekipler servis almaktansa paramparça lastiklerle jant
üzerinde gitmeyi, araçlarının dağılan parçalarını parkura saça saça yarışmayı
tercih ediyorlar. 20 tur boyunca devam eden bu çılgın yarış, farklı ekipleri
tutan fanatik seyirciler tarafından ateşli tezahüratlarla destekleniyor. 20
turun sonunda damalı bayrağı ilk gören ekip birincilik kürsüsüne çıkmaya hak
kazanıyor. Bu kadar basit.
Pazar günü parkur iyicene ağırlaşıp zorlaşınca daha yarış
başlamadan ekipler dökülmeye başladı. Daha Formasyon turlarında ekipler mekanik
arızalar yaşamaya başladılar. Sıralama turlarına geçildiğinde ise durum birden
vahimleşti. Kura sonucu ilk start alan Ali Doğaner – Baybars Öztürk ilk
taklanın da sahibi oldular. Onları Ali Günpay – Hasan Akdeniz takip etti.
Kubilay Tüfekçi ve Bülent Kaya ikilisi de yeni yaptıkları araçla hevesle start
aldılar ama sıralama turunun sonunu getiremeden taşıyıcı koptu, araç pes etti.
Tüm bu fireler yarışçıların hevesini kırdı mı dersiniz? Ne münasebet. Kalan 15
araç saat 15.00’de çapraz formasyonda sıralandılar ve 20 tur sürecek
dayanıklılık ve heyecan testi için ışıkların yeşile dönmesini beklediler.
Start ile birlikte tüm araçlar ilk virajı alıp, 1. dik
rampaya saldırdılar. Rampada elde edilecek avantaj yarışın sonraki
kilometrelerinde çok önem taşıyacağı için ekipler o ilk engellerde tüm
yeteneklerini ve çılgınlıklarını ortaya koydular. İlk sırada start almaya hak
kazanan Hürriyet Girit – Hüseyin Afşar ekibi, uzun bir süre avantajlarını
korudular, sonra mekanik arıza ile parkurun içinde kalıp sıralarını
arkalarından gelenlere devrettiler. Hemen arkalarında, ikinci sırada start alan
Benan Engin ve Tamer Kızıltan ekibini ise araçları yarı yolda bıraktı. Bu arada
baba oğul yarışan üç ekip pilotluk bayrağının babadan oğla geçişinin altını
çiziyordu. İddialı yarışçılardan Kenan Çarpışantürk bu kez direksiyonu oğluna
vermiş ve co-pilot koltuğuna geçmişti. Salih Çarpışantürk de babasının izinden
gideceğinin belirtilerini veriyorken araçları kırıldı ve yarış dışı kaldılar.
Okan Sayın da pilotluğu oğlu Kaan Sayın’a bırakıp yarışı sağ koltuktan yaşayan
yarışçılardandı. Can Tahincioğlu ise oğlu İlyas Tahincioğlu ile birlikte start
almıştı.
Yarış devam ederken aracındaki arızalara karşın inatla
yarışmaya devam etmeye çalışan Müfit Çırpanlı tam dik inişin altında kaldı,
aynı dakikalarda Can Tahincioğlu’nun buggy’si de viraj girişinde kırıldı. Bu
iki araç görevliler tarafından çekilinceye kadar, ekstra zorluk arayan
yarışçılar için bonus hüviyetinde parkur içi geçiş zorluğunu arttırma görevini
başarıyla sürdürdüler.
Derken dikkatler 13 kapı numarası ile yarışan Hüseyin
Akbulut ve Ahmet Ergun’a çevrildi. Dik inişten takla atarak inmeyi seçen ekip
düzeltilinceye dek parkurda kırmızı bayraklar çekildi. Tekrar start alan yarış
sonrası Akbulut bu kez motor arızası ile kaldı. Tam artık bıraktı derken bir
sonraki turda bu sefer patlak lastikle jant üzerinde inatla yarışa devam ettiği
görüldü. Akbulut’un 13 numaralı Defender’i tıpkı şanssızlıkları üzerine çeken
paratoner gibi ilerlemeye devam etti, sonunda bir köşede yığılıp kaldı.
Araçlar kırıla döküle, takla ata ata sonunda şekil
değiştirmeye başladılar ister istemez. Yarışın ilerleyen turlarında Leyon
Benzesin’in aracının ise ön kaportası
yerlerde sürünüyordu, ama inanılmaz bir vefa örneği gösteren çamurluk
Benzesin’i terk etmemekte direniyordu.
Ali Doğaner ise ilk taklasından sonra ön camı olmadan yarışıyordu ama
aracın içi ile dışı aynı çamur yoğunluğunda olduğu için cam olmadığı halde
yarışçıları görmek zor oluyordu. Üstelik aracın bagaj kapağı çarpmadan sonra
tam yerine oturtulamadığı için daha ilk turlarda her virajda açılıp kapanmaya
başladı. Ama koptu kopacak diye beklenmesine ve hangi turda kapaksız
geçeceklerine dair bahisler açılmasına karşın, menteşeler, yarışan bir çok
araçtan daha sağlam çıktı ve yarış sonuna kadar kopmadı. Güne erken bir taklayla başlayan Ali Günpay –
Hasan Akdeniz seyircilerin yoğun alkışlarına rağmen yarışın sonunu
getiremediler. Adnan Ofluoğlu – Ahmet Yurtseven de mekanik arıza ile finiş
göremeyen ekipler arasında yerini aldı.
Son turlarda geriye bir avuş yarışçı kaldı. Ali Doğaner –
Baybars Öztürk en yakın rakiplerine 1 dakika fark atıp damalı bayrağı
göğüslediler ve 1.lik kupasının sahibi oldular. Diğer ekipler arka arkaya finiş
gördüler. Pilot koltuğunu babasının elinden kapan Kaan Sayın yarışı 2. bitirdi.
Okan Sayın da böylelikle co-pilot kupasını evine götürdü. Tarık Gökbay – Bülent
Gültekin seyirci rampasından her seferinde havalanarak araçlarını aşağı
attıkları için en çok tezhürat alan isimlerden biri oldular. Araç inatla
dayandı ve ekibe üçüncülük kupasını getirdi. Ali Çetin – Vecdi Topçu, bu zorlu
parkuru başarı ile tamamlayıp 4. sırada finişe gelmeyi başardılar. Serdar
Uludağ – Ataer Ekener ekibi bu dayanıklılık sınavından başarıyla ve 5.likle
çıktılar. Leyon Benzesin – Alpaslan Yüksel de yarışı 6. bitiren ekip oldular.
Bitiren her ekibe en az bir kupa düştü. Geri kalan yarışçılara da bitirenleri
alkışlamak düştü.
İSOFF Challenge’ın 2. ve 3. Ayakları Eylül ve Ekim aylarında
aynı parkurda koşulacak. Programı ve duyuruları www.isoff.org.tr adresinden
takip edebilirsiniz.