23 Aralık 2014 Salı

Geo-Trail Gezisi yapıldı.

İstanbul Off-Road Kulübü üyeleri olarak 20-21 Aralık 2014 tarihlerinde Geo-Trial gezisini gerçekleştirdik.

Güzel bir havada cumartesi günü yapılan Geo-Trial aktivitesinde gizli check pointleri bulmak için büyük mücadele gösteren ekipler cumartesi akşamı günün yorgunluğunu kamp ateşi etrafında attılar. Pazar günü toplu şekilde yapılan geri dönüş yolunda 4x4 araçların hünerlerini sergileyen ekipler güzel bir hafta sonunu geride bıraktılar.










3 Aralık 2014 Çarşamba

İSOFF ÜYELERİ SHUMEN TROPHY 'DE

Shumen Trophy 2014 5-7 Aralık 2014 tarihlerinde organize ediliyor.

İstanbul Off-Road Kulübü üyelerinden Ahmet Çepni ve Burak Ayvaz Toyotaları ile  Mehmet Becce ve Hüseyin Afşar' ın da Suzukileri ile katılacağı Shumen Trophy 14 yıldır başarılı ile organize ediliyor.

İstanbul Off-Road kulübü üyelerinin de izleyici olarak katılacağı Shumen Trophy 2014 'de yarışacak olan ekiplerimize bol şans diliyoruz.

Detaylı bilgi için : http://4x413.photo100sk.com/




TÜRKİYE OFF-ROAD ŞAMPİYONASI TAMAMLANDI


2014 Türkiye Offroad Şampiyonası’nın 7. ve son yarışı, 29-30 Kasım tarihlerinde Sakarya’da gerçekleştirildi. Sakarya Otomobil Sporları ve Offroad Kulübü tarafından Adapazarı Korucuk parkurunda düzenlenen ve 7 etaptan oluşan organizasyonda 17 ekip start aldı.


Yarışa İstanbul’dan katılan Ahmet Ünlü-Ayhan Yıldırım, yeni araçları Nissan Patrol ile genel klasman ve sınıf3 birinciliğini kazanan ekip oldu. Genel klasman ikinciliğine ulaşan ekip Ankara’dan Mitsubishi L200 ile İsmail Ayhan-Cemal Akagündüz olurken, üçüncülüğü de Düzce’den Jeep Cherokee ile Burhan Yiğit-Zafer Altınışık ekibi elde etti. Yiğit-Altınışık aynı zamanda Sınıf 4 birinciliğini kazanırken, Sınıf 1’de Suzuki Vitara ile Yaşar Kurtoğlu-Timuçin Doğan, Sınıf 2’de Suzuki Vitara ile Caner Akkafa-Malik Akkafa birinciliklere uzanan ekipler oldular.



Sezonun son yarışının ardından 2014 Türkiye Offroad Şampiyonluğu’nu Caner Akkafa-Malik Akkafa kazandı.





1 Aralık 2014 Pazartesi

2014 HUMA OTO TRİAL KUPASI TAMAMLANDI.

İstanbul Off-Road Kulübü’nün 2 yıldır Huma Oto sponsorluğunda organize ettiği Huma Oto Trial Kupası 2. yarışı ile tamamlandı.

Kendine özgü Trial Kuralları ile yardımlaşmayı ve off-road ruhunu ön planda tutan Huma Oto Trial Kupasında 6 Ekip ve 12 araç yarıştı. Ekip olarak start alan yarışmacılar yine ekip olarak yardımlaşarak finishe gelmeye çalıştılar.

Geçilen iki etap sonucunda 4A VE 4B kapı numarası ile yarışan GERONİMO ekibinden Hüseyin AFŞAR – Nurullah ATEŞ, Uğur KALAYCI – Mürsel ÖZDEMİR ekibi birinci olurken,
3A ve 3B kapı numarasıyla yarışan POWER VİNÇ TEAM ekibinden Kubilay TÜFEKÇİ – Hürsemih NOYAN, Tarık GÖKBAY – Bülent GÜLTEKİN  ikinci oldu
Bu zorlu mücadelede üçüncülük  ise Kobroff ekibinden Ahmet ÇEPNİ - Burak AYVAZ, İlker ERDOĞAN – Orhan  Doğan ‘a gitti


Bu yarışla birlikte tamamlanan Huma Oto Trial kupasında ,

Pilotlar Birincisi: AVC TEAM - Emirhan Kutlu, Adnan Ofluoğlu
Co- Pilotlar Birincisi: AVC TEAM - Ahmet Yurtseven

Pilotlar İkincisi :POWERVİNÇ TEAM - Kubilay Tüfekçi, Tarık Gökbay
Co- Pilotlar İkincisi :POWERVİNÇ TEAM - Hürsemih Noyan - Bülent Gültekin

Pilotlar Üçüncüsü: GERONİMO- Hüseyin Afşar, Uğur Kalaycı ve KOBROFF- Ahmet Çepni
Co- Pilotlar Üçüncüsü: GERONİMO- Nurullah Ateş, Mürsel Özdemir ve KOBROFF-Burak Ayvaz

















21 Kasım 2014 Cuma

2014 HUMA OTO TRIAL KUPASI 2. AYAK YARIŞ DUYURUSU

2014 HUMA OTO TRIAL KUPASI’ NDA HEYECAN FİNAL YARIŞI İLE DEVAM EDİYOR...


İSTANBUL OFF-ROAD KULÜBÜ'NÜN 2 YILDIR HUMA OTO SPONSORLUĞUNDA ORGANİZE ETTİĞİ 2014 HUMA OTO TRIAL KUPASI  30 KASIM’DA Kİ FİNAL YARIŞIYLA HEYECANA DEVAM EDİYOR.






Kendine özgü Trial Kuralları ile yardımlaşmayı ve off-road ruhunu ön planda tutacak olan Huma Oto Trial Kupasında 12 Ekip ve 24 aracın yarışması bekleniyor. Ekip olarak start alacak olan yarışmacılar yine ekip olarak yarışı bitirmeye ve dereceye girmeye çalışacaklar. Startların etap boşalmadan verilmeyeceği yarışta izleyiciler de oldukça yakından yarışmacıların engel aşma ve off-road kabiliyetlerini izleyebilecekler.









30 Kasım Pazar günü 11:00 'da Kemerburgaz-Çiftalan'da final yarışının koşulacağı HUMA OTO TRIAL KUPASI 2.ayak yarışı HUMA OTO TRIAL KUPASINA 1,2 katsayı üzerinden puan verecek.




16 Kasım 2014 Pazar

2014 İSOFF CHALLENGE TAMAMLANDI.

İstanbul Off Road Kulübü'nün (İSOFF) düzenlediği İSOFF Challenge'ın 16 Kasım’ da yapılan son yarışını İlyas Tahincioğlu – Mert Tahincioğlu ekibi kazandı ve 2014 İsoff Challenge’ın da galibi oldular.

Kemerburgaz Off Road Parkuru'nda gerçekleştirilen yarışta 20 ekibin toplam 25 turluk mücadelesi sonucunda İlyas Tahincioğlu – Mert Tahincioğlu ekibi birinciliği elde ederken, Tarık Gökbay – Hürsemih Noyan ekibi ikinci abi kardeş yarışmacılar Ali İşeri – Berk İşeri ekibi de üçüncü oldular.

Son yarışta ki  mücadelede S1 sınıfında Ali İşeri – Berk İşeri ekibi , S2 sınıfında Devrim Öztürk – Alper Koçali ekibi , S3 sınıfında Tarık Gökbay – Hürsemih Noyan ekibi, S4 sınıfında da İlyas Tahincioğlu – Mert Tahincioğlu ekibi  ilk sırayı aldı.

Toplam 16 aracın tamamlayabildiği yarışı çok sayıda off-road sever parkur kenarında ilgiyle izledi.

Bu yarışla birlikte tamamlanan İsoff Challenge’ın galipleri İlyas Tahincioğlu – Mert Tahincioğlu ekibi oldu. Ali İşeri – Berk İşeri ekibi ikinci olurken Ahmet Tınkır –Rafet Yılmaz ekibide İsoff Challenge'ı üçüncü sırada tamamladı.

İsoff Challenge 'da,
Sınıf 1 birincisi Ali İşeri – Berk İşeri ,
Sınıf 2 birincisi Leyon Benzesin - Baybars Öztürk,Ayhan Kılıç,Alper Koçali
Sınıf 3 birincisi Tolga Yılmaz – Ejder Erişti ekibi,
Sınıf 4 birincisi Ahmet Tınkır – Rafet Yılmaz ekibi oldular.
İsoff Challenge Katılan tüm ekiplerimizi tebrik ediyoruz.













10 Kasım 2014 Pazartesi

TOSFED TRİAL KUPASI 6 YARIŞI YAPILDI.

TOSFED Trial Kupası’nın 6. ve son yarışı 08-09 Kasım tarihlerinde Bolu Doğa Sporları ve Offroad Kulübü (BOLOFF) tarafından Bolu’nun Mudurnu ilçesinde katkıları ile organize edildi.


9 takım, 18 araç, 36 sporcu katılımına sahne olan organizasyon; 2 araç ve 4 sürücüden oluşan ekiplerin renkli ve heyecanlı mücadelesine sahne oldu. Özel olarak hazırlanan parkurda engel ve kapıların ekip olarak aşılması esasına dayalı trial yarışında, ekipler tüm engelleri en kısa zamanda aşmak için ter döktü.



Land Rover Discovery 2 ile Selim Ustaoğlu-Oktay Gündoğdu ve Tolga Selik-Ayşe Gevher Karacabey'den oluşan İkizler takımı zorlu mücadele sonunda birinciliğin sahibi oldu. Suzuki Jimny ile Okan Sayın-Cemafer Bulut ve Suzuki Vitara ile Kaan Sayın-Ali Demirayak'tan oluşan İsoff Superzuki takımı ikinciliği elde ederken, Suzuki Samurai'ler ile Ahmet Kurt-Fuat Sarper ve Sencan Özkurt-İsa Üstündağ'dan oluşan Teleferik takımı da üçüncü oldular.

Bu yarışla birlikte tamamlanan TOSFED Trial kupasında henüz resmileşmeyen sonuçlara göre  Pilotlar birincisi İSOFF SUPERZUKİ takımı adına yarışan Kaan Sayın olurken Co-pilot birincileri Ali Demirayak ve Cemafer Bulut oldular.Kendilerini tebrik ediyoruz.




7 Kasım 2014 Cuma

Trial Kupası´nda Şampiyon Belli Oluyor

TOSFED Trial Kupası 6. Ayağı, 08-09 Kasım tarihlerinde Bolu Doğa Sporları ve Offroad Kulübü (BOLOFF) tarafından Mudurnu Kaymakamlığı ve Mudurnu Belediye Başkanlığı destekleri ile Bolu’nun Mudurnu ilçesinde düzenleniyor.

Altı ayaktan oluşan ve bu yıl ilk defa ulusal düzeyde düzenlenen kupanın, Bursa, İstanbul, Düzce, Samsun ayaklarının ardından Bolu Mudurnu’da düzenlenecek final yarışı sonucunda 2014 sezonu şampiyonları belirlenecek. Trial Kupası son yarışı olması nedeni ile hem sporcu hem de izleyiciden büyük ilgi görmesi beklenen organizasyon,  9 takım, 18 araç, 36 sporcu katılımına sahne olacak.

08 Kasım Cumartesi sabahı 11:00’de verilecek olan start ile başlayacak organizasyonda,  ekiplerin zorlu doğa şartları ile mücadelesi 2 gün boyunca devam edecek ve Pazar akşamı 17:30’da sona erecek.



Detaylı bilgi için : http://www.boloff.org/







4 Kasım 2014 Salı

İSOFF CHALLENGE'DA FİNAL YARIŞI 16 KASIM 'DA

İlk iki yarışıyla Off-Road ve otomobil sporları sevenlere heyecanlı dakikalar yaşatan, Off-Road yarışlarına yeni bir soluk getiren İSOFF CHALLENGE 2014 16 Kasım' daki son yarışıyla heyecana devam ediyor.




2014 İSOFF CHALLENGE 3. Yarışı, İSOFF – İstanbul Off-Road Kulübü tarafından 16 Kasım 2014 tarihinde Kemerburgaz-Çiftalan off-road parkurunda organize edilecek  ve 2014 İsoff Challenge yarışına 1  katsayı üzerinden puan verecektir



20 Off-Road pilotunun yaptıkları sıralama turları sonucuna göre birlikte start aldığı ve 25 tur heyecanın hiç dinmediği İsoff Challenge 3. ayak yarışına tüm Off-Road severleri davet ediyoruz.





İsoff Challenge 3. ayak yarışı 16 Kasım'da  İstanbul Kemerburgaz’ da ki yarış alanında saat 12:00' da yapılacak sıralama turları ile başlayacak ve saat 14:00’da büyük yarışın startı verilecek.







3 Kasım 2014 Pazartesi

2014 TÜRKİYE OFF-ROAD ŞAMPİYONASI 6. YARIŞI YAPILDI

2014 Türkiye Offroad Şampiyonası’nda 6.yarış, Beykoz Offroad Kulübü organizasyonu ile 01-02 Kasım tarihlerinde 17 ekibin katılımı ile İstanbul Beykoz Riva’da gerçekleştirildi…

Kısa adı BEYOFF olan Beykoz Offroad Kulübü tarafından organize edilen 2014 Türkiye Offroad Şampiyonası’nın 6.ayağı, 01-02 Kasım tarihlerinde Beykoz Riva’da yapıldı.

4 ayrı kategoride 17 aracın katılımıyla düzenlenen yarışlarda 10 ekip finişe ulaşabildi. 2 gün boyunca toplam 73 kilometre kat eden ekipler, uzun süredir özlemi çekilen zorlu hava şartları altında nefes kesen mücadeleler sergilediler.

İki günlük zorlu mücadele sonunda Suzuki Grand Vitara ile mücadele eden Caner Akkafa-Malik Akkafa genel klasman ve sınıf 2 birinciliğinin sahibi olurken, Suzuki Vitara ile İrfan Özdemir-Beytullah Özener ekibi genel klasman ikinciliğini kazandı. Mitsubishi L200 ile Ankara’dan Yunus Ayhan-Bilal Karamemiş genel klasman üçüncülüğü ve Sınıf 3 birinciliğini elde etti. Sınıf 1’de Suzuki Vitara ile Engin Başkurt-Şükrü Mindiloğlu birinciliğe uzanırken, Sınıf 4’de ise Jeep Cherokee ile Burhan Yiğit-Zafer Altınışık en hızlı ekip olmayı başardı.



2014 Türkiye Offroad Şampiyonası, 29-30 Kasım tarihlerinde Sakarya’da düzenlenecek yarışlar ile sona erecek.

www.tosfed.org.tr

20 Ekim 2014 Pazartesi

HUMA OTO TRİAL KUPASI NEFESLERİ KESTİ

İstanbul Off-Road Kulübü tarafından organize eden ve 2 yıldır ana sponsoru HUMA OTO tarafından desteklenen 2014 Huma Oto Trial Kupası 1. Yarışı yapıldı.

Kendine özgü Trial Kuralları ile yardımlaşmayı ve off road ruhunu ön planda tutan Huma Oto Trial Kupasında 7 Ekip ve 14 araç yarıştı. Ekip olarak start alan yarışmacılar yine ekip olarak yardımlaşarak finishe gelmeye çalıştılar.

Geçilen iki etap sonucunda 3A VE 3B kapı numarası ile yarışan AVC TEAM ekibinden Adnan Ofluoğlu – Ahmet Yurtseven, Emirhan Kutlu – Muhammed Zor ekibi birinci olurken,

1A ve 1B kapı numarasıyla yarışan Kobroff ekibinden Ahmet Çepni - Burak Ayvaz, Heytem Dağıstanlı – Yalçın Gökap ikinci oldu,

Bu zorlu mücadelede üçüncülüğü ise Power Vinç Team olarak yarışan Tarık Gökbay – Bülent Gültekin, Kubilay Tüfekçi – Hürsemih Noyan ekibi aldılar.


Huma Oto Trial Kupası 2. Yarışı 30 Kasım2014 tarihinde organize edilecek ve Kupaya 1,2 katsayı ile puan verecektir.

Fotoğraf: Ümit POLATCAN

Fotoğraf: Ümit POLATCAN

Fotoğraf: Ümit POLATCAN

Fotoğraf: Ümit POLATCAN

Fotoğraf: Ümit POLATCAN

Fotoğraf: Müfit ÇIRPANLI

Fotoğraf: Müfit ÇIRPANLI

Fotoğraf: Müfit ÇIRPANLI
Fotoğraf: Müfit ÇIRPANLI

Fotoğraf: Müfit ÇIRPANLI

14 Ekim 2014 Salı

2014 TÜRKİYE OFF-ROAD ŞAMPİYONASI 5. YARIŞI YAPILDI.

Ankara Doğa Sporları ve Offroad Kulübü ANDOFF tarafından Alanya Offroad Kulübü’nün katkılarıyla organize edilen 2014 Türkiye Offroad Şampiyonası’nın 5.Ayağı yapıldı.

Genel klasmanda İsmail Ayhan-Cemal Akagündüz ikilisi ilk sırada yer aldı. İkinciliği Hüsnü Taylan-Hasan Taylan ikilisi elde ederken, Caner Akkafa-Malik Akkafa ikilisi podyumu üçüncü olarak tamamlayan ekip oldular.

Sınıf 1'de Engin Başkurt-Şükrü Mindiloğlu birinciliği, İskender Gümüş-Salih Turan ikinciliği, Murat Balcı-Tayfun Keser üçüncülüğü elde etti.

Sınıf 2'de Caner Akkafa-Malik Akkafa birinci, İrfan Özdemir-Beytullah Özener ikinci, Onur Alptekin-Hayri Tekin üçüncü oldu.

 Sınıf 3'de Yunus Ayhan-Bilal Karamemiş birinciliği, İsmail Ayhan-Cemal Akagündüz ikinciliği, Ahmet Özsoy-Ali Özsoy üçüncü sırada yer aldılar.

Sınıf 4'de ise birinciliği Hüsnü Taylan-Hasan Taylan, ikinciliği Ahmet Karaca-Serdar Karaca ve üçüncülüğü de Mehmet Vurulmuş-Zeynel Doğuçam elde etti.


2014 Türkiye Off-Road Şampiyonası İstanbul ve Sakarya yarışları ile tamamlanacak.


Fotoğraf: Cemil Akagündüz



Fotoğraf: Cemil Akagündüz

13 Ekim 2014 Pazartesi

HUMA OTO TRİAL KUPASI 1. YARIŞI 19 EKİM'DE

İSTANBUL OFF-ROAD KULÜBÜ TRİAL YARIŞLARINA 2014 YILINDA DA HUMA OTO SPONSORLUĞUNDA DEVAM EDİYOR.


İstanbul Off-Road Kulübü tarafından 2 senedir başarıyla organize edilen ve off-road sporuna yeni bir heyecan getiren Trial formatı bu senede geçen sene olduğu gibi Huma Oto sponsorluğunda 2 yarış olarak organize edilecek.


Kendine özgü Trial Kuralları ile yardımlaşmayı ve off-road ruhunu ön planda tutacak olan Huma Oto Trial Kupasında 10 Ekip ve 20 aracın yarışması bekleniyor. Ekip olarak start alacak olan yarışmacılar yine ekip olarak yarışı bitirmeye ve dereceye girmeye çalışacaklar. Startların etap boşalmadan verilmeyeceği yarışta izleyiciler de oldukça yakından yarışmacıların engel aşma ve off-road kabiliyetlerini izleyebilecekler.


2014 HUMA OTO TRİAL KUPASI 1. ayak yarışı 19 Ekim 2014 pazar günü Kemerburgaz- Çiftalan' da İstanbul Off-Road Kulübü tarafından organize edilecek ve Huma Oto Trial kupasına 1 katsayı üzerinden puan verecektir.


Yarışma startının saat 12:00 'de verileceği Huma Oto Trial Kupasına tüm off-road sevenleri bekliyoruz.


























9 Ekim 2014 Perşembe

2014 TÜRKİYE OFF-ROAD ŞAMPİYONASI 5. AYAK YARIŞI

2014 Türkiye Off-Road  Şampiyonası 5. ayak yarışı 11-12 Ekim tarihlerinde Andoff Kulübü tarafından Alanya'da organize edilecektir.

Detaylı bilgi için http://www.andoff.net/haberlerdetayicerik.aspx?id=194



1 Ekim 2014 Çarşamba

İSOFF CHALLENGE' DA FİNAL YARIŞI 16 KASIM 'DA

İlk iki yarışıyla Off-Road ve otomobil sporları sevenlere heyecanlı dakikalar yaşatan, Off-Road yarışlarına yeni bir soluk getiren İSOFF CHALLENGE 2014 16 Kasım' da ki final yarışıyla heyecana devam ediyor.




2014 İSOFF CHALLENGE 3. Yarışı, İSOFF – İstanbul Off-Road Kulübü tarafından 16 Kasım 2014 tarihinde Kemerburgaz-Çiftalan off-road parkurunda organize edilecek  ve 2014 İsoff Challenge yarışına 1  katsayı üzerinden puan verecektir



20 Off-Road pilotunun yaptıkları sıralama turları sonucuna göre birlikte start aldığı ve 25 tur heyecanın hiç dinmediği İsoff Challenge 3. ayak yarışına tüm Off-Road severleri davet ediyoruz.





İsoff Challenge 3. ayak yarışı 16 Kasım' da İstanbul Kemerburgaz’ da ki yarış alanında saat 13:00' da yapılacak sıralama turları ile başlayacak ve saat 15:00’da büyük yarışın startı verilecek.



27 Eylül 2014 Cumartesi

İSOFF CHALLENGE 3. AYAK YARIŞI ERTELENDİ

İSOFF CHALLENGE 3. AYAK YARIŞI ERTELENDİ.

28 Eylül 2014 Pazar günü yapılacak olan İsoff Challenge 3. ayak yarışı yoğun yağış nedeni ile parkurda oluşan bozulma ve toprak kayması nedeni ile yarış ileri bir tarihe ertelenmiştir.

Tüm yarışmacı, görevli ve sporseverlere duyurulur.




22 Eylül 2014 Pazartesi

İSOFF CHALLENGE 2014 3. AYAK DUYURUSU

İlk iki yarışıyla Off-Road ve otomobil sporları sevenlere heyecanlı dakikalar yaşatan, Off-Road yarışlarına yeni bir soluk getiren İSOFF CHALLENGE 2014 28 Eylül’ deki son yarışıyla heyecana devam ediyor.




2014 İSOFF CHALLENGE 3. Yarışı, İSOFF – İstanbul Off-Road Kulübü tarafından 28 Eylül 2014 tarihinde Kemerburgaz-Çiftalan off-road parkurunda organize edilecek  ve 2014 İsoff Challenge yarışına 1  katsayı üzerinden puan verecektir



20 Off-Road pilotunun yaptıkları sıralama turları sonucuna göre birlikte start aldığı ve 25 tur heyecanın hiç dinmediği İsoff Challenge 3. ayak yarışına tüm Off-Road severleri davet ediyoruz.





İsoff Challenge 3. ayak yarışı 28 Eylül’de İstanbul Kemerburgaz’ da ki yarış alanında saat 13:00' da yapılacak sıralama turları ile başlayacak ve saat 15:00’da büyük yarışın startı verilecek.



Çiftalan' a gelirken 3. köprü yol çalışması nedeni ile  Kilyos Gümüşdere alternatif yoluda tercih edilebilir.






TOSFED TRİAL KUPASI 5. AYAK YARIŞI TAMAMLANDI

TOSFED Trial Kupası’nın 5. yarışı 21 Eylül Pazar günü tarihinde kısa adı BASK olan Bursa Alternatif Sporları Kulübü tarafından organize edildi.

ISOFF Superzuki takımı adına yarışan Okan Sayın-Kaan Sayın ve Cemafer Bulut-Ali Demirayak ekibi birinci olurken,

İlker Sazcılar-Serdar Nalıncılar ve Orhan Uysal-Murat Elam ekiplerinden oluşan Bursa´dan Bask-Nasa  takımı ikinciliği elde etti,

Cem Taşçıoğlu-Umut Bayrak ve Ali Çapan-Halil İbrahim Yeşilselvi ekiplerinden oluşan İstanbul´dan Kayalar takımı da üçüncü oldular.

İSOFF adına yarışan ekibimizi tebrik ederiz.

Yarış sonunda gerçekleştirilen ödül töreninde, dereceye giren sporculara kupa ve teşvik ödüllerini TOSFED Başkanı Metin Çeker verdi.


Trial Kupasında 6. ve son yarış 8-9 Kasım tarihlerinde BOLOFF kulübü tarafından organize edilecek.


www.tosfed.org.tr

16 Eylül 2014 Salı

DOSD MAHALLİ TROPHY YARIŞI TAMAMLANDI.

13-14 Eylül 2014 tarihlerinde DOSD Kulübü tarafından Şile'de organize edilen  Mahalli TROPHY yarışı tamamlandı.

Toplam 9 ekip ve 18 yarışmacının katıldığı Trophy'de Genel Klasman birincisi İSOFF TEAM adına yarışan Mehmet Becce - Hamdi Erkunt ve Uğur Kalaycı Yüksel Uysal ekibi olurken ikinciliği BEYLER OFF-ROAD TEAM adına yarışan Ahmet Tınkır - Necmi İnan ve İsmail Koçali - Devrim Öztürk ekibi aldı. Üçüncülüğü KOBROFF TEAM adına yarışan İlker Erdoğan - Orhan Doğan ve Burak Ahmet Çepni - Burak Ayvaz ekibi ile GERENİMO TEAM adına yarışan Hüseyin AFŞAR - Abdullah Afşar - Hürriyet Grit - Nurullah Ateş ekibi paylaştılar.

Trophy'de yarışan ve dereceye giren tüm İSOFF üyelerini tebrik ederiz.














KARADENİZ' DEN İSOFF GEÇTİ

Karadeniz’i dolaştık. Ruhumuz yeşerdi.

Kısa yazı. Gezinin özeti: Vakti olmayan sadece burayı okusun, neler yaptığımızı anlar.
Gürcistan’da bir yaylada öğle yemeği için mola verdik. Issızlığın ortasında birkaç ev. Dillerini bilmediğimiz ama aynı içtenlikle bizi rahat ettirmeye çalışan köylüler. Huzur. Yanımıza tozlu bir motosiklet yanaştı. St Petersburg’dan bu yana motor süren bir Rus çift. Konuştuk. Bir ara hangi köyde olduğumuzu bilmediğimi fark ettim. Sordum: Burası neresi? Omuz silkerek cevap verdi: Ne fark eder?

10 gün boyunca Karadeniz’i, koyu yeşil yaylaları, bulut okyanuslarını, dev ağaçlarıyla ıssız orman yollarını, delidolu şelaleleri, renkli nineleri, belinde silahı laz amcaları, ayı hikâyelerini, Karadeniz türkülerini dolanıp durduk. Sonra Gürcistan’a geçtik, aynı coğrafyaya ama bambaşka bir hayata.

Tozlu, sisli, lezzetli, yeşil bir yolculuk yaptık, harika yol arkadaşlarıyla. Güneşten piştik, buz gibi şelalelerde yüzdük, kahkahalarla güldük, ayaklarımızın altında sis bulutlarının ardında batan güneşin karşısında dilimiz tutuldu. Sayısız yayla, dere, köprü, orman, köy gördük. Trabzon’da, Rize’de, Artvin’de Batum’da dolaşmış olabiliriz.

Ne fark eder.

Birlikteydik, hayattan ve yoldan zevk alıyorduk. Mutluyduk.

Uzun yazı. Karadeniz güncesi: Sadece yol arkadaşları okusun. Bir de ilerde yol arkadaşı olmak isteyenler.

15 Ağustos Cuma. Çayeli-Başköy-Çat
Trabzon, Ayasofya kilisesinin bahçesinde tüm ekip bir araya geldik.
Gezi resmen o gün başladı. Aslında biz günler öncesinden, İstanbul’dan yola çıktığımız andan itibaren gezideydik. Fazladan bir İğne burunda yunuslar eşliğinde güneşi batırmaca, denizin üstünde tembel bir çay keyfi, Hamsilos koyunda orman yeşili bir deniz ekledik anılarımıza.

Bir de, Karadeniz’lilerin diyarına geldiğimiz belli olsun diye tuhaf bir konaklama hikâyesi. Dağın sivrisinde ama adı Düzköy olan bir köyde, bir konukevinin “kral dairesinde”, ranzada geceleme.

Konvoyu oluşturduktan az sonra acıktık. Çayeli ve Hüsrev’in meşhur kurufasulyesinde durduk. Oradan kıvrıla kıvrıla yaylalara sarmaya başladık. Birden önümüze yolu yanlamasına kesen bir kamyon çıktı. Oduncular. Kamyon bir tekeri uçuruma düşmüş bir tekeri dağa yaslanmış, ne öne ne arkaya kıpırdayabiliyor. Ama oduncular hevesle, inatla bin tonluk bir kütüğü uçurumdan yukarı çekmeye çalışıyorlar. Yahu tut ki çektiniz, sonra ne yapacaksınız dedik. E siz geldiniz ya, yardım edersiniz, dediler kocaman bir gülümseme ile. Öyle de oldu.

Orada geçen saatlerde doğru yol arkadaşları ile beraber olduğumuzu bir kez daha anladım. Kimse bu beklenmeyen aksilik için söylenmedi, surat asmadı, an’ın keyfini yaşadı.

Ben kamyonu aşıp yoldan yukarı yürümeye niyetlendiğimde öteki tarafta aynı tevekkülle bekleyen bir kamyon, bir minibüs, bir de tatlı laz teyze buldum. Yürüyeceğimi söyleyince, Hele yalnız yürüme sakın, yanına bir kişi daha alasın, dedi. Ne tehlike var ki diye sorunca güldü, Tehlikeden değil uşağum, sıkılmayasun diye.

Gece sağanak yağmur altında Çat yaylasına ve konukevine vardık.

16 Ağustos Cumartesi. Çat-Elevit-Trovit-Amlakit-Çamlıhemşin-Komati
Fırtına vadisinin yeşil yaylaları.
Kan ter içinde bizim kalabalık gruba kahvaltı yetiştirmeye çabalayan kızlara az sonra hızır gibi bir adam yetişti. Ona buna emir verip siparişleri düzenledi, karışıklıkları toparladı, sonra bizim masaya çöktü. Karşılıklı hoşbeşten sonra, sizin mi bu yayla evi diye sordum. Yoo dedi, ben de müşteriyim burada.

Gündüz gördük ki tatlı bir çayın köşesinde yemyeşil bir yerde durmuşuz. Fırtına vadisindeyiz. Köprünün üstünde ayaklarımı çaya sallandırarak içtim keyif çayımı. Sonra tırmandık. Tırmandık. Yeşil gerimizde kaldı. 2.600 metreye ve dağlara ulaştık. Buraya daha yaz gelmemişti. Mevsim sonsuz bir ilkbahardı, rengarenk çiçekler solup kurumamıştı ve hava sis kokuyordu.

Elevit, Trovit, Palovit, Samistal yaylaları. Milyonlarca yıl önce akan deli nehirlerin izlerini taşıyan, ama çoktan huzura kavuşmuş, olgunlaşmış, durulmuş, yemyeşil, yayvan vadiler. Vadilerin arasına serpiştirilmiş dağ köyleri. Amlakit köyünde çay molası verdik. Kekik çayı istediğim çalı kaşlı bol sakallı çaycı amca, aksi aksi, sadece sen mi içeceksin diye sordu. Kafamı sallayınca kaynar suyun içine kavanozda azıcık kalmış son kekiğinden bir dal koyuverdi. Mis.

Köy yolunun bir ucunda üzerinde PTT yazan tahta bir kutu gördük, bu ne diye sorduk, haberleşme noktasıymış. Cep telefonları sadece o noktada çekiyormuş.

Hani şu köprü üzerinde karşılaşan ve birbirine yol vermeyen iki keçinin hikâyesini bilirsiniz. Sadece tek bir aracın geçebileceği sarp dağ yollarında bu hikâyenin laz versiyonunu gördük. Virajın iki yanında minibüs, ikisi de durmuş, ikisi de birbirine yol veriyor ve de kimse hareket etmiyor.

Akşam Komati yaylasındayız. Yol boyunca dinlediğimiz ayı hikâyeleri etkisini gösterdi. Sadece 3 kişi kamp kurdu. Hava kararırken yürüyüşe çıktık dere kenarında, güleç yüzlü bir adam, nereye gidersiniz da, diye durdurdu bizi. Dolaşıyoruz dedik. Orada görecek bir şey yok, dedi,  az öteye bizim eve gelin, çay yapıvereyim size.

Gece fırsattan istifade felekten bir KIZOFF gecesi çaldık.

17 Ağustos Pazar. Arhavi – Derecik – Boyuncuk – Başköy – Murgul – Borçka - Maçahel
Bulut okyanusu üzerinde güneşi batırdık
Sabah tüm yaylada çiğdemler açmıştı. Yayla halkı mevsimleri çiğdemlere göre izlermiş. Çiğdemler açınca yaylaya çıkılır, kaybolunca aşağılara, köye geri dönülürmüş.

Kahvaltı Çamlıhemşin’de Filiz hanımın yerinde. Geleceğimizi 1 saat önce haber verdik diye panik çıkmış, ama yine de muhteşem bir Karadeniz kahvaltısı hazırlamış. Tam çıkarken soğan doğrayan kızlardan birinin gözlerinin yaşardığını gördüm, aman ağlamayın bu kadar bir soğan için diye şaka yapacak oldum, kızcağız birden tezgâhın altına saklanıp hüngür hüngür ağlamaya başladı. Filiz hanım yetişti. Sorun yok, stresten sinirleri bozulmuş kızcağızın.

Yine yola koyulduk. Mençuna şelaleleri ve Çifteköprülere doğru. İncecik zarif iki kemer Çifteköprüler. Tek bir köprü ile geçilebilecek dereyi iki köprü ile aşmak ya mimarın laz diyarının havasından suyundan etkilendiğini ya da incecik bir zevki olduğunu gösteriyor. Ama halk arasındaki bir inanışa göre köprülerin birinden geçip ikincisinden geçmemek uğursuzluk getirirmiş.

Artvin Murgul’a kadar uzun ve güzel bir off-road yolundan geldik, yollarda HES felaketini izledik. Deli akan özgür dereleri borulara tıkmışlar, şelaleler dağlardan borular içinde hapsolmuş akıyor, dağlar oyulup kayalar sökülmüş, dere yatakları kaya doldurulmuş, kalan cılız sular kahverengi takatsiz akıyor.

Borçka’da laz havası zirve yaptı. 6 katlı bir inşaat, kolonlar üzerinde, duvarlar örülmemiş. Sadece 6. katında full bir ev, balkonu, panjurları, kiremitleri, sardunyaları, boyası hepsi tamam.

Güneşi dağlarda sis denizinin üstünden batırdık. Bulutlar akışkan, ağır çekim bir nehir gibi sakince ilerleyerek, vadileri doldurup, en yüksek ağaçların tepelerini yalayarak geldiler. Süt beyaz dalgalarıyla bir bulut okyanusu yavaş yavaş ayaklarımızın altında yoğunlaştı. Sonra güneş tüm bulutları şeker pembesi ve ateş kırmızısı renginde yakarak bu okyanusun üzerinden battı.

Geceye doğru Maral yaylasına vardık. Yol çalışmaları, yollar iptal olmuş, bizim için bile. Karanlıkta el yordamıyla Maral konukevine ulaştık.

18 Ağustos Pazartesi. Maçahel – Lekoban - Şavşat
Şelale kedisi ve şelale jakuzisi
Sabah Maral şelalesi. Türkiye’nin en yüksek sudüşeni. Şelale yolunda bizi portakal rengi, misafirperver bir şelale kedisi karşıladı. Bir süre bize eşlik etti, fotoğraf çektirdi, sonra sıkıldı. Biz aşağı, şelalenin kalbine doğru inmeye devam ettik. Bir de ne görelim, grubumuzun çılgın delikanlıları kendilerini şelalenin kristal sularına atmışlar bile. Şöyle bir uzandım parmaklarımın ucunu ıslatayım diye. Zinhar girmek niyetinde değildim. Sırt çantamı ve cep telefonumu geride bırakmam ve ayakkabılarımı zaten çıkartmış olmam tamamen tesadüf. Kibar kibar ayaklarımın ucunu soktum şelale havuzuna, niyetimi tamamen yanlış anlayan şelale ahalisi sırf yardım maksadı ile beni şelalenin içine itiverdi. Arkadan sevgili eşim ve arkadaşlarım, sırf beni kurtarmak maksadı ile cansiperane giysileri ile şelaleye daldılar. Herkes birbirini kurtarana kadar bir yarım saat yüzdük.

Islak giysilerle tırmanmaya değdi.

Bunca zamandır yollardaydık, hiç kimse sorun yaşamamıştı. Sorunsuz off-road gezisi, olacak şey değil. Bu gezinin off-road repertuarımızda kara bir utanç lekesi olarak yer almasını hiç istemiyorduk. Neyse araçlarda ufak tefek aksilikler yaşamaya başlayınca kendimize geldik. Şimdi çözebileceğimiz sorunlar, kaybolacağımız yollar vardı. Rahatladık.

Dağ başında, bomboş yayla yollarında, 2000 metre yükseklikte dimdik yokuşu tırmanırken tepelere doğru çıkan 15-16 yaşlarında 3 şirin kızla karşılaştık. Nereye gidersiniz kızlar dedik, hiiiç dolaşıyoruz dediler gülerek,

Harala gürede gittiğimiz onca yoldan sonra Çuripira yaylasında yayıldık. Mangallar çıktı, masalar, sandalyeler açıldı. Kahve keyfi bile yaptık. Dolaşırken 80 yaşında bir laz dede ile tanıştık. Elindeki ufak baltayı sorduk önce, ayılar içinmiş. Arka cebine şöyle bir vurdu, silah başka tabii dedi ama baltasız çıkmam. Tüm Karadeniz’i boydan boya geçecek “Yeşil Yol”dan konuştuk. Yeşilmiş, dedi öfkeyle. Ormanı kesecekler boydan boya, ne yayla kalacak ne bir şey. Bir de ipini koparan gelecek, tadı tuzu kalmaz buraların diye homurdandı. Derken başka bir dayı geldi, Lazca bir şeyler söyledi dedeye, ona da kızdı bizim dede. Sadece Türkçe konuşabilen misafirler varken benim Lazca konuşmam yakışık almaz, ayıp dedi. Seviyorum bu insanları napayım.

Akşam yemyeşil Şavşat’a ve bungalovlarımıza vardık. Hemen zenginler, fakirler ve sosyete olarak yerlerimizi belirledik. Sosyete bungalovlarda kaldı, zenginler araç üstü çadırlarda biz fakirler de normal yer çadırlarında. Ama aslında biz çadır ahalisi göründüğümüzden zengindik. Çünkü parasını ödediğimiz ama kalmadığımız odalarımız vardı.

Gece tüm Samanyolu bizimleydi. Gecenin bir vakti turuncu bir ay yükseldi. Sonra yıldız yağmuru. Dilek diledik.

19 Ağustos Salı. Şavşat-Posof-Borjomi
Birkaç yüz metrede farklı iklim, farklı estetik, farklı tatlar ve farklı insanlarla karşılaştık.
Ardahan’a girdiğimizde Rus etkisi ile karşılaşmaya başladık. Taş binalar, kesme taştan Rus havalı Şehir kulübü. 2550 metrede Ilgar geçidinden geçtiğimizde ise aynı zamanda bir boyut kapısından geçtik sanki. O yemyeşil serin ormanları mavi dağları ile Karadeniz bir anda silindi, çorak sarı düzlükler, tek tük kuru ağaçlar belirdi önümüzde. Posof’ta son bir çay içtik ve Gürcistan macerası için güç topladık.

Türkgözü kapısından Gürcistan’a girdik. Sınır kapısına son 100 metrede yol, sağlı sollu yüzlerce ilaç kutusuyla kaplı. Gürcistan’a ilaç sokmak yasak. Hastaneden alınan raporun ve reçetenin ve de raporu veren doktorun doktorluk belgesinin noter onaylı tercümesini istiyorlar her bir ilaç için. Üstünde ilaç bulundurmakla uyuşturucu bulundurmak aynı cezaya tabii.

Gürcistan boyunca Rus döneminden kalma eski, ağır güzel taş yapılar ve Sovyet rejiminin 8-10 katlı teneke pejmürde gecekondu siteleri arasında ilerliyoruz. Yüzler gülmüyor. Birçok yerde önüne bir gazete kâğıdı üzerine satmak için birkaç yumurta ya da eski püskü eşyalar dizmiş, ama satabileceğine aklı kesmemiş gibi gelene geçene bile aldırmayan, eli çenesinde uzaklara dalmış umutsuz insanlarla karşılaştım. Genelde Türkleri sevmedikleri, hor gördükleri söyleniyor. Türkler oraya ya kadın ya kumar için geliyorlarmış. Bize uzaylı gibi bakıyorlar. Kumar oynama niyeti göstermeyen, kadınlarını yanlarında getirmiş, tepeleme yüklü tozlu araçlar içinde bir dolu Türk.

Akşam Borjomi’de ayrı otellere dağıldık. Bizim booking.com’dan rezervasyon yaptırdığımız 3 yıldızlı otel şöyle bir şey çıktı: Hani teyze ve amca kasabanın kıyısında tavuklarıyla, sebze bahçesiyle kendi yağında kavrulurken, uzak akrabalar 20 kişi olarak habersiz yatıya misafirliğe gelirler. Teyze de naapsın elindeki battaniye, çarşaf ve yatakları denkleştirip herkesi yatırıp rahat ettirmeye çalışır.

Otele yerleştikten sonra kışın bir kayak merkezi olan, yazın da sayfiye yeri tadında canlanan Borjomi’yi keşfe çıktık. Kısa sürede şehrin tek bir ana caddesinin olduğu ortaya çıktı, ekibin diğerleriyle de aynı cadde üzerinde karşılaştık. Hepimizi birden alacak bir kafe arayışımız hüsranla sonuçlandı. Oradan oraya savrulduktan sonra bir kadeh şarap ve votka içebileceğimiz bir yere ulaştık. 10 adet votka-redbull siparişi, 10 redbull ve 10 şişe votka olarak gelince buradaki içki içme alışkanlıkları hakkında en kısa yoldan fikir sahibi olduk.

Güzel şaraplar, güzel sohbetler ve çakırkeyif güzel bir gece ile selam dedik Gürcistan’a.

20 Ağustos Çarşamba.Borjomi-Batum
Teneke mahalleleri ve lüks cam gökdelenlerde casino’lar yan yana
Batuma gidiş yolunda Karadeniz’i yanımızda taşıdık sanki. Aynı yeşil, aynı yaylalar. Borjovi –Batum ana yolu yer yer toprak köy yolları ya da off-road’a uygun dağ yolları arasında ilerliyor. Ya Gürcistan halkı bu ünlü kış sporları merkezi ile anaşehir arasını hiç kullanmıyor ya da ulaşım konusunda ilginç bir espri anlayışları var.  Bizim için gayet uygundu, keyifle yol aldık.

Batum ultramodern cam-çelik gökdelenler ve ilk yapıldığı zamandan beri boyanmamış, tenekelerle kaplanmış duvarları zar zor bir arada duran evlerle yan yana, kardeş kardeş yaşayan bir şehir. Yeşiline, parklarına, ara sokaklardaki tuğla eski güzel evlerine diyecek bir şey yok. Gece parklar dev taşlarla satranç oynayan insanlarla, uzun kumsallar da ellerinde bardaklar mehtaba karşı içki içip neşeyle gülüşen kalabalıklarla dolu.

Trafik milli facia. Kanuna göre senden yol isteyen bir araca yol vermemek suç. Trafik kuralları inanılmaz sıkı. Tüm konvoy yolun solundaki benzinciye girerken, düz çizgi kuralını ihlal ettiğimiz için araç başı 50’şer lari ceza yedik.

Çay yapma alışkanlıkları yok ve en zor sipariş çay. Türk kahvesi, dondurma ve çay siparişimizde tüm istenenler geldikten sonra uzun süre çayı bekledik. İyi niyetle bize çay demlediklerini düşündük. Tam kalkarken aheste aheste bir bardak kaynar su ve bir poşet çay getirdi garson. Ya suyu kaynatmak uzun sürdü, ya da en yakın marketten bir poşet çay almak.

21 Ağustos Perşembe. Batum – Sarp sınır kapısı
Öğlen Sarp sınır kapısına doğru yola çıktık. Yolda bir yazı “Türkiye’ye giriyorsunuz. Bol şans”
Gürcistan’dan çıkmak girmekten zor oldu. Girişte yanlış damgalar basmışlar. Bazılarımızın girişi işlenmemiş. Tamamen kendi memurlarının hatalarından kaynaklanan sorunlar için polis gözetiminde mahsur kaldı arkadaşlarımız. Tüm araçlar ve araç üstü bagajları da aradılar, ne kaçıracağımızı sanıyorlarsa. Bol şans Türkiye’ye girmek için değil Gürcistan’dan çıkmak için gerekliymiş meğer.

Sarp deniz kenarında son öğle yemeğinde toparlandık. Muhlama, balık, mezeler ve rakı ile kendimize geldik.

Tam karşıda Karadeniz bize bir inşaatın ön yüzünden veda etti. Daha boya vurulmamış 5 katlı inşaata, tuğla ustası tuğlaları farklı renklerde kullanarak adını yazmış birkaç de kalp eklemiş. Sana da güle güle Selim.

22 Ağustos Cuma. Yollar ayrılıyor
Sarp kasabasından sonra yollar ayrıldı. Biz araçla geldiğimiz için Karadeniz boyunca devam ettik. Artı hanemize Safranbolu’yu, eski ahşap bir evde konaklamayı, kanyon yürüyüşünü ve Mencilis mağarasını ilave ettik. Diğerleri horon teptikleri bir geceyi ve uçağa binene kadar türkülerle eğlenmeyi ilave ettiler.

Bence fit kalmış sayılabiliriz.


Yazı için Ayşin UYSAL 'a teşekkür ederiz.