26 Kasım 2015 Perşembe

21-22 Kasım İğneada Extreme Gezimizi Gerçekleştirdik.


Güzel bir havada, 21 Kasım 2015 Cumartesi sabah 08:00'de Çatalca/Ormanlı Köyü kahvesinde buluşup,demli çaylarımızla kaşar/ekmek ile oluşan kahvaltımızı yaptık.
Geçtiğimiz senelerde yaptığımız yol notları yardımı ile 12 araç hedefe doğru hareket ettik.
Parkur havaların yağışsız olmasıyla oldukça kuru idi.
Ama uzun zamandır büyüyen bitki örtüsü ile bir cangıl şekline dönüşmüştü.








Araçlarını koruma amaçlı kaplatan arkadaşlarımız ne kadar haklı karar verdiklerini dile getirdiler yol boyunca.
Ormandaki yollardan kumsala indiğimizde,kabus başladı.
Bir araç motordaki arızadan dolayı yanma tehlikesi atlattı.
Diğer iki aracın diferansiyel arızaları sonrası
traktör arkasında çekilerek Yalıköy'e park etmek durumunda kaldılar.






Hava kararmaya yakın Çilingoz koyunda orman içindeki kamp alanına ulaştık.
Gece boyu yenen enfes yemekler eşliğinde muhabbetler devam etti.
Mükellef sabah kahvaltısı sonrası dönüş rotasına geçildi.
Keyifli ve heyecanlı yollardan geçip ,asfalt yoldan ulaştığımız en yakın köy kahvesinde verilen çay molası
sonrası ,önümüzdeki ay yapılması planlanan İsoff 2.Ekstrem gezisi için sözleşip evlerimize doğru ayrıldık.








25 Kasım 2015 Çarşamba

DUYURU 

Takvimimizde yer alan 19-20 Aralık'ta  İğneada Extreme 2 gezimiz yolların kuru olması nedeniyle bir hafta sonraya 26-27 Aralık tarihlerine ertelenmiştir. 





9 Kasım 2015 Pazartesi

Finalde Heyecan Dinmedi

İstanbul Off-Road Kulübü (İSOFF) tarafından organize edilen “2015 İSOFF Challenge” yarışının 3. ve son ayağı 07-08 Kasım tarihlerinde Kemerburgaz Çiftalan parkurunda yapıldı.



Formatı İSOFF tarafından oluşturulan ve 4x4 arazi araçları ile çoklu kalkışlı rallikros yapısındaki 2015 İSOFF Challenge yarışı, binlerce seyircinin katılımı ve her tur artan heyecanı ile tamamlandı.

İSOFF Challenge’a katılacak olan 18 araç cumartesi saat 11:00-13:00 arası yapılan teknik ve idari kontrolden sorunsuz geçti.  Hemen ardından saat 13:30’da direktörün yarışmacılara verdiği brifingin ardından kuralar çekildi ve sıralama turları için start listesi oluşturuldu. Saat 14:00’de 18 araç kura sonuçlarına göre sırayla formasyon turu attı. Pazar günü koşulacak olan ilk eleme yarışında kimin hangi sırada start alacağını belirlemek üzere 14:30’da başlayan sıralama turları sonrasında 02:00,0 zamanları ile Kubilay Tüfekçi- Nihat Keskin (DeToro) en önde kalkmaya hak kazanırken, 02:07,1 zamanları ile İlyas Tahincioğlu- Mert Ersin Tahincioğlu ikilisi (Buggy) startta ikinci ve 02:11,1 zamanları ile Kenan Çarpışantürk- Ayhan Kalaycı ikilisi (Mitsubishi Pajero) startta üçüncü sıraya yerleştiler.

08 Kasım pazar günü saat 10:30’da 18 araç formasyon turu için startta hazırdı. Komiserler kurulu kararı ile start 10 dk erkene alınarak 10:50’de verildi. İkili düzende starta dizilen 18 arazi aracı aynı anda gaza yüklenerek yarışta en avantajlı sıralara yerleşmek için kıyasıya bir mücadeleye başladılar. Mekanik problemler nedeniyle ilk turun sonucunda 114 ve 104 nolu araçlar bir üst tura çıkamadı.

2. Turun startı saat 12:15 de verildi. Bu turda en iyi 15 belirlenecekti. 102 kapı numaralı (Suzuki Grand Vitara) Ali Doğaner- Baybars Öztürk ekibi 2. Turda daha start anında takla atıp yarış dışı kaldılar. 106,107,117 ve 105 numaralı araçlar mekanik arıza nedeniyle bir üst tura çıkamadılar. 108 kapı numarasıyla yarışan (Mitsubishi Pajero) Kenan Çarpışantürk çeyrek final yarışında yer almaya hak kazanmasına rağmen radyatörüne çarpan taşın sonucunda oluşan teknik arıza sebebiyle start alamadı. 116 ve 100 numaralı araçlar 2. Turda damalı bayrağı görmelerine rağmen zaman dereceleri nedeniyle çeyrek finale çıkamadılar.

Çeyrek finalde start almaya hak kazanan 8 ekibe “ilk 4 - son 4” olacak şekilde start verildi. İlk çeyrek final yarışı 14:45’te start aldı. İkinci çeyrek final startı 15:00’de verildi. İlk çeyrek final yarışı sonucunda 118 kapı numaralı (Buggy) İlyas Tahincioğlu- Mert Ersin Tahincioğlu ekibi sarı bayrak ihlali nedeniyle ihraç edildi. Bu hataları yarışı zirvede sürdüren favori ekibi üzüntüye boğdu. Aynı turda 119 kapı numaralı (Jeep Cherokee) Murat Maşlıdağ-Hüseyin Kurt ekibi ise rot kırılması sonucu mekanik arıza ile yarış dışı kaldılar. İkinci çeyrek final sonucu 111 ve 101 kapı numaralı araçlar turları tamamlamalarına rağmen bir üst tura çıkacak dereceyi yapamadılar.

Gözler en iyi 4 aracın start alacağı yarı final yarışına çevrildi. Ali Gökhan Yazıcı- Alpaslan Yüksel, İsmail Koçali- Devrim Öztürk,Tuncay Akbulut- Kerim Erenler,Saim Tekin- Ümit Uyar ekipleri önceki eleme turlarını başarıyla tamamlamış ve yarı finalde yarışmaya hak kazanmışlardı. 110 kapı numaralı (Jeep Grand Cherokee) Tuncay Akbulut- Kerim Erenler ekibi motor arızası nedeniyle yarışı bitiremediler. 112 kapı numaralı (Mitsubishi Pajero) Saim Tekin- Ümit Uyar ekibi makas kırılması sonucu, diferansiyeli yan döndüğü için 2.5 turu sıkıntılar içinde tamamlayarak 11:16,0 derece ile finale veda etmiş oldu.

Günün son ama en heyecanlı yarışı olan final yarışı en iyi 2 ekip arasında yapıldı.
109 kapı numaralı (Mitsubishi Pajero) Ali Gökhan Yazıcı- Alpaslan Yüksel 6:24,2 zamanları ile damalın bayrağın altından geçen ilk ekip olmayı başardılar. Hemen arkalarından 103 kapı numaralı (Suzuki Grand Vitara) İsmail Koçali- Devrim Öztürk ekibi 6:30,9 zaman ile yarışı ikinci sırada tamamladılar.

Günün sonunda Genel Klasmanda Ali Gökhan Yazıcı-Alpaslan Yüksel ekibi birincilik kürsüsüne çıkarken İsmail Koçali-Devrim Öztürk ekibi ikincilik ve Ümit Uyar-Saim Tekin ikilisi üçüncülük kupasını kaldırdılar.
Finalde Heyecan Dinmedi

İstanbul Off-Road Kulübü (İSOFF) tarafından organize dilen “2015 İSOFF Challence” yarışının 3. ve son ayağı 07-08 Kasım tarihlerinde Kemerburgaz Çiftalan parkurunda yapıldı.



Formatı İSOFF tarafından oluşturulan ve 4x4 arazi araçları ile çoklu kalkışlı rallikros yapısındaki 2015 İSOFF Challenge yarışı, binlerce seyircinin katılımı ve her tur artan heyecanı ile tamamlandı.

İSOFF Challenge’a katılacak olan 18 araç cumartesi saat 11:00-13:00 arası yapılan teknik ve idari kontrolden sorunsuz geçti.  Hemen ardından saat 13:30’da direktörün yarışmacılara verdiği brifingin ardından kuralar çekildi ve sıralama turları için start listesi oluşturuldu. Saat 14:00’de 18 araç kura sonuçlarına göre sırayla formasyon turu attı. Pazar günü koşulacak olan ilk eleme yarışında kimin hangi sırada start alacağını belirlemek üzere 14:30’da başlayan sıralama turları sonrasında 02:00,0 zamanları ile Kubilay Tüfekçi- Nihat Keskin (DeToro) en önde kalkmaya hak kazanırken, 02:07,1 zamanları ile İlyas Tahincioğlu- Mert Ersin Tahincioğlu ikilisi (Buggy) startta ikinci ve 02:11,1 zamanları ile Kenan Çarpışantürk- Ayhan Kalaycı ikilisi (Mitsubishi Pajero) startta üçüncü sıraya yerleştiler.

08 Kasım pazar günü saat 10:30’da 18 araç formasyon turu için startta hazırdı. Komiserler kurulu kararı ile start 10 dk erkene alınarak 10:50’de verildi. İkili düzende starta dizilen 18 arazi aracı aynı anda gaza yüklenerek yarışta en avantajlı sıralara yerleşmek için kıyasıya bir mücadeleye başladılar. Mekanik problemler nedeniyle ilk turun sonucunda 114 ve 104 nolu araçlar bir üst tura çıkamadı.

2. Turun startı saat 12:15 de verildi. Bu turda en iyi 15 belirlenecekti. 102 kapı numaralı (Suzuki Grand Vitara) Ali Doğaner- Baybars Öztürk ekibi 2. Turda daha start anında takla atıp yarış dışı kaldılar. 106,107,117 ve 105 numaralı araçlar mekanik arıza nedeniyle bir üst tura çıkamadılar. 108 kapı numarasıyla yarışan (Mitsubishi Pajero) Kenan Çarpışantürk çeyrek final yarışında yer almaya hak kazanmasına rağmen radyatörüne çarpan taşın sonucunda oluşan teknik arıza sebebiyle start alamadı. 116 ve 100 numaralı araçlar 2. Turda damalı bayrağı görmelerine rağmen zaman dereceleri nedeniyle çeyrek finale çıkamadılar.

Çeyrek finalde start almaya hak kazanan 8 ekibe “ilk 4 - son 4” olacak şekilde start verildi. İlk çeyrek final yarışı 14:45’te start aldı. İkinci çeyrek final startı 15:00’de verildi. İlk çeyrek final yarışı sonucunda 118 kapı numaralı (Buggy) İlyas Tahincioğlu- Mert Ersin Tahincioğlu ekibi sarı bayrak ihlali nedeniyle ihraç edildi. Bu hataları yarışı zirvede sürdüren favori ekibi üzüntüye boğdu. Aynı turda 119 kapı numaralı (Jeep Cherokee) Murat Maşlıdağ-Hüseyin Kurt ekibi ise rot kırılması sonucu mekanik arıza ile yarış dışı kaldılar. İkinci çeyrek final sonucu 111 ve 101 kapı numaralı araçlar turları tamamlamalarına rağmen bir üst tura çıkacak dereceyi yapamadılar.

Gözler en iyi 4 aracın start alacağı yarı final yarışına çevrildi. Ali Gökhan Yazıcı- Alpaslan Yüksel, İsmail Koçali- Devrim Öztürk,Tuncay Akbulut- Kerim Erenler,Saim Tekin- Ümit Uyar ekipleri önceki eleme turlarını başarıyla tamamlamış ve yarı finalde yarışmaya hak kazanmışlardı. 110 kapı numaralı (Jeep Grand Cherokee) Tuncay Akbulut- Kerim Erenler ekibi motor arızası nedeniyle yarışı bitiremediler. 112 kapı numaralı (Mitsubishi Pajero) Saim Tekin- Ümit Uyar ekibi makas kırılması sonucu, diferansiyeli yan döndüğü için 2.5 turu sıkıntılar içinde tamamlayarak 11:16,0 derece ile finale veda etmiş oldu.

Günün son ama en heyecanlı yarışı olan final yarışı en iyi 2 ekip arasında yapıldı.
109 kapı numaralı (Mitsubishi Pajero) Ali Gökhan Yazıcı- Alpaslan Yüksel 6:24,2 zamanları ile damalın bayrağın altından geçen ilk ekip olmayı başardılar. Hemen arkalarından 103 kapı numaralı (Suzuki Grand Vitara) İsmail Koçali- Devrim Öztürk ekibi 6:30,9 zaman ile yarışı ikinci sırada tamamladılar.

Günün sonunda Genel Klasmanda Ali Gökhan Yazıcı-Alpaslan Yüksel ekibi birincilik kürsüsüne çıkarken İsmail Koçali-Devrim Öztürk ekibi ikincilik ve Ümit Uyar-Saim Tekin ikilisi üçüncülük kupasını kaldırdılar.

Final yarışının tamamlanmasıyla birlikte 3 ayaktan oluşan 2015 İSOFF Challenge’ın Genel Klasmanı da şekillenmiş oldu. Ali Gökhan Yazıcı- Alpaslan Yüksel ikilisi Mitsubishi Pajero ile katıldıkları üç ayağın toplamında aldıkları 44 puanla birinciliklerini ilan ettiler. Range Rover ile yarışan Tarık Gökbay-Bülent Gültekin ikilisi 34 puanla ikinci ve Jeep Cherokee ile yarışan Tuncay Akbulut-Kerim Erenler ikilisi 24 puanla üçüncü oldular.

Gün sonunda düzenlenen kupa töreninde Genel Klasman ve Sınıf kupaları kazananlara takdim edildi.Final yarışının tamamlanmasıyla birlikte 3 ayaktan oluşan 2015 İSOFF Challenge’ın Genel Klasmanı da şekillenmiş oldu. Ali Gökhan Yazıcı- Alpaslan Yüksel ikilisi Mitsubishi Pajero ile katıldıkları üç ayağın toplamında aldıkları 44 puanla birinciliklerini ilan ettiler. Range Rover ile yarışan Tarık Gökbay-Bülent Gültekin ikilisi 34 puanla ikinci ve Jeep Cherokee ile yarışan Tuncay Akbulut-Kerim Erenler ikilisi 24 puanla üçüncü oldular.

Gün sonunda düzenlenen kupa töreninde Genel Klasman ve Sınıf kupaları kazananlara takdim edildi. 

2015 TÜRKİYE OFF-ROAD ŞAMPİYONASI 6. AYAK YARIŞI YAPILDI

2015 Türkiye Off-Road Şampiyonası 6. Ayak yarışı İsoff tarafından 7-8 Kasım'da Kemerburgaz Çİftalan’ da organize edildi.

9 aracın çoklu kalkışı şeklinde  mücadelesi sonucunda Türkiye Off-Road Şampiyonası 6. yarışını kazanan ekip Hasan Taylan- Hüsnü Taylan oldu. Genel Klasman ikinciliğini Cevdet Durdu- Barış Güner ekibi elde ederken üçüncülük Onur Alptekin- Tamer Akdağ ekibinin oldu.

Sınıf 1 ‘de birinciliği Mustafa Akın-Suat Kabal, Edip Yaşar Kurtoğlu-Murat Timuçin Doğan ekipleri paylaştı , Sınıf 2 ‘de ve Sınıf 4'te puan verilmezken,  Sınıf 3 ‘de Cevdet Durdu-Barış Güner ekibi birinciliği göğüsledi.




4 Kasım 2015 Çarşamba


KapadokyaGezisi yapıldı.




28-29-30-31 Ekim tarihlerinde İstanbul Off-Road Kulübü üyeleri ve aileleri ile birlikte Kapadokya gezisini gerçekleştirdik.


Sonbaharın artık yüzünü gösterdiği güzel bir doğaya 4x4 araçlarla yapılan muhteşem bir tatil geçiren üyelerimiz cumartesi günü dönüş yaptılar.



"Kâh çıkarız göklere seyrederiz âlemi
Kâh ineriz yerlere seyreder âlem bizi

Kâh gideriz geziye kıskansın âlem bizi


Sınırsız sayıda güzel an yaşamak için –zipli bir dosya gibi, çok sıkıştırsak o anları- minimum kaç güne ihtiyaç vardır sizce?


Binlerce kahkaha, gülmekten gözlerde oluşan binlerce incecik çizgi, yüzlerce heyecan anı ve yüzlerce ferahlama, sayısız büyülenerek iç çekme, yüzlerce hayranlıktan faltaşı gibi açılan göz, omuz omuza kenetlenerek bir ağızdan söylenen onlarca şarkı ve düzinelerce türkü, binlerce el çırpma ve sayısız kadeh kaldırma, dans, dans, kahkaha, kahkaha, yine kahkaha…


Biz 4 güne sığdırdık o anları.


7 aylıktan 70 yaşına 3 nesil İsoff’lu bir koşu Kapadokya’ya gidip geldik, bir dolu güzel an, bir o kadar keyifli anı ve muhteşem görüntü depoladık ki, bize bir sonraki geziye kadar yetsin.


Hepimiz ayrı araçlarda, ama aynı telsiz ve telefon kanalında, aklımıza düşenleri paylaşarak uzun bir yol gittik, uzun bir yol döndük, yolun kendisi de güzeldi şüphesiz. Kapadokya’da geçirdiğimiz 2 günse muhteşemdi. Öyle çok şey, öyle çok hikâye, öyle çok yaşanmışlık sıkıştırdık ki bu günlere, her biri kendi başına ayrı bir yazı konusu olur. Böylesine tıka basa dolu bir geziydi işte.


Şimdi istesem sadece bir yol öyküsü anlatabilirim.


Her bir aracın sahneye çıkmış bir şovmen –ya da şovcar mı desek- gibi davrandığı, paylaşılan her telsiz konuşmasının tüm grubu kahkahaya boğduğu uzun bir yol hikayesi. Önümüzde doğan güneş arkamızda parıldayan dolunayla sabahın 6’sında yollara koyulduğumuzu anlatabilirim mesela. Ya da konvoya yetişemeyen araçların, saatler ilerledikçe hiç aksatmadan bize yetişip konvoydaki sıra numaralarına göre hemen araya dahil oldukları muhteşem konvoy koreografisini tarif edebilirim.


Ama gezimiz sadece bir yol hikâyesi değildi.


Ya da kişilerden bahsedebilirim. Rivayete göre, Kapadokya’nın meşhuur kabak çekirdeği ürününü yeteri kadar stoklayabilmek için tek araç değil iki araç gelmeye karar veren kabak-çekirdeği-sever-İhsan abiden bahsedebilirim. Ya da 2. nesil bir İsoff’lunun, Ateş’in, konvoydaki ailelerden birinin köpeğinin seyahat boyunca pansiyona verildiğini duyduğunda, Hmm demek ki otelimize ilk o gidiyor, yerlerimizi ayırtır, dediğini anlatabilirim. Başka bir 2. nesil İsoff delikanlısının, Rüzgar’ın, konvoydaki araç numaralarını listeleyip ciddi ciddi, Eveet 1 numaralı araç 1 numaralı odaya, 2 numaralı araç 2 numaralı odaya, 3 numara biraz kalabalık ama sığacak naapalım 3 numaralı odaya, diye oda yerleştirmesini kafasında çoktan hallettiğini söyleyebilirim. Aracın içini tamamen İsoff stickerleri ile donatan Ateş’i, tüm yolculuk boyunca bir an susmayan Utku-Berke-Viket gençler aracını, sadece mavi ojeli kişileri aracına kabul eden kızlar aracını, felaket hasta olmasına ya da o gün bir operasyon geçirmesine rağmen geziye katılan Halil İbrahim ve Fatih’i, ufak kaşif ve macerasever Tunca’nın her yere nasıl cesaretle tırmandığını, Özlem’in üşenmeden aşure yapıp tüm gruba ikram etmesini, Şeyda’nın yanında koca bir şişe vişne likörü getirip rekor zamanda şişenin tamamen boşalmasını, Volkan’ın İndiana John’s şapkasıyla dolanmasını, Simge ve Su bebek’in bizim yaptığımız her şeyi paylaşmasını, Kemal’in her çekilen fotoğrafa koşa koşa kenarından kafasını uzatarak dahil olmasını, Fatih’in tüm gruba yemek ısmarlamasını, Erol bana ve Nedret’e bileklik almak için Tahire’den yardım isteyip, kıyafetlerine hangisi uyuyor, onu alayım dediğinde Tahire’nin, Aman Tanrım sen bir meleksiin Erol abi, demesini uzun uzun anlatabilirim.


Ama tahmin edeceğiniz gibi bu kişileri ön plana çıkaran bir gezi de değil.


Kapadokya maceralarımızı sıralayabilirim. İlk gece devasa bir dolunayda karanlık, ürkütücü peri bacalarının arasındaki yürüyüşümüzü, Göreme Milli parkında, Zelve’de, Uçhisar’da, Peri bacalarının arasında, Ihlara vadisinde nasıl sanki ilk kez geliyormuşçasına heyecanla dolaştığımızı, bazı kızların “Aşk Vadisi”ne bu adın vadi havadan kalp şeklinde göründüğü için verildiğini sandıklarını, Kaynarca Yeraltı şehrine hep beraber girip hep beraber çıkamadığımızı, bazı üyelerimizin arada çaktırmadan kaçtıklarını, bazı üyelerimiz dar geçitlerde sıkıştıkları için trafiğin uzun süreli tıkandığını, Uçhisar’ın tepesine nefes nefese tırmandığımızda gördüğümüz manzarayı, kaleye oyulmuş kaya mezarlarını gördüğünde gruptan birinin, Buraya tırmanırken kalp krizinden giden adamları gömmüşler herhalde, diye homurdanmasını, benim çömlekçi tarafından grubun kurbanı olarak seçilip cansiperane çömlek yapmaya çabalamamı, sonuçta ortaya eğri büğrü bir soba borusu çıkmasını, 2 gün boyunca konvoyla aynı göbekten 24 kere geçişimizi, son sabah herkesin penceresinin önünde koca bir balon görmesini, benim elimde fotoğraf makinesi otelin bahçesinde yerden 50 cm yukarıda uçan bir balonu kovalamamı da anlatabilirim tabii.


Ama gezimiz sadece bir Kapadokya gezisi de değildi.


İlk akşam bir şarap evi bulmak için taa Avanos’a ve Ürgüp’e kadar gitmemizi ve her tarafın kapalı olduğunu keşfetmemizi, sonunda otelin yanı başında minik bir kafede sıcak şarap içmemizi, ikinci akşam vadiye bakan, sadece bize ait sıcacık bir mekanda, bahçede ateşimizi de yakıp ateş başında sohbetlerimizi, içeride soba başında tatlı dedikodularımızı, yavaş yavaş başlayan müzikle, ben sakin bir gece geçirmek istiyorum öyle oynayıp türkü çığırma havasında değilim hiç diyen sevgili üyelerimizin hepsinin piste –ortasında soba yanan 3 metreye 2 metre daracık bir alan- nasıl fırladığını ve tüm akşam inmediğini, hep bir ağızdan söylenen eski şarkıları, yerlere çökerek okuduğumuz yanık türküleri, Su bebek dahil hepimizin çiftetelli ve Ankara havasında zıpladığımızı, hatta damat halayı oynadığımızı, klavyede Fatih, vurmalı çalgılarda Erkan, DJ Kemal üçlüsü ile mikrofonu elimize geçirip sesimiz kısılana kadar şarkı söylememizi, Karlı Kayın Ormanını, Ciao Bella’yı, Sarı Gelin’i, Cumhuriyet bayramı şerefine kaldırılan beyaz ve kırmızı kadehleri, gecenin bitiminde, sabaha –ve balon için 5’te kalkmaya- az kala iyi gejeleer, öpüjüüüm dilekleri ile dönüjje geçmemizi unutmadan hatırlatabilirim.


Ama bu gezi keyifli bir akşam geçirme, bir rakı balık gecesi de değildi.


Grubun yarısından fazlasının balona binmek için heyecanlandığını, bu heyecanlanan kişilerden bir kısmının fobi derecesinde yükseklikten korktuğunu, ama cesaretle balona bindiğini, grubun kalanının –minik Su dahil- balona binmek için sabahın 5’inde kalkanları balon alanına kadar geçirmek için uyandıklarını, el sallayıp helallik dilediklerini, tüm kızların bir arada bindiği balonun pilotunun da bir kadın olmasını, sabahın alacakaranlığında altından üflenen dev alev dilleri ile canlanan balonun muhteşem yükselişini, yüzlerce balonla göklerde güneşi karşılamamızı, Kapadokya’nın büyülü vadilerinin bu yükseklikten başka bir gezegene ait topraklar gibi görünmesini, 1400 metre yükseklikte sadece harlanarak balonu yükselten alevlerin homurtusu ve rüzgarın fısıltısı dışında ses olmadan bir rüyada gibi süzülmemizi, sonunda yere indiğimizde, güzel bir manevra ile balonu bir 4x4 aracın çektiği römorka oturtan pilotumuz sayesinde, dağ tepe tepemizde balon, balon off-road’u yaptığımızı, şampanyalarla inişimizi ve gündüzü kutladığımızı da anlatabilirim.


Ama anladığınız gibi gezimiz sadece bir balon macerası da değildi.


ATV’lere bindiğimizi, büyük küçük kalabalık bir grup olarak peri bacaları arasında dolaştığımızı, güneşi Aşk vadisinde batırdığımızı, her off-road turunun olmazsa olmazı taklalarımızı Berke ve Viket aracılığı ile aksatmadan attığımızı, tüm konvoy Tuz gölünün üzerinde incecik bir şeritte gittiğimizi, Tuz gölünün pembe ve saydam mavi tonlarında bir başka boyuttan yansıyormuş gibi görüntüsünü anlatabilirim ilaveten.


Ama bu gezi sadece bir İsoff off-road ve macera gezisi de değildi.


Bu gezide nefes aldık, alabildik, nefesimizi heyecanla tuttuk, mutlulukla bıraktık. Bu bir gezi değil uzun bir an’dı aslında. Hepimiz öyle yaşadık. İlerde geziyi hatırladığımız zaman tek tek olayları değil tüm geziyi bir bütün olarak hatırlayıp, ahhh ne muhteşemdi, diyeceğiz.


İşte öyle bir geziydi bu."




AYŞİN UYSAL